Bu Blogda Ara

Sayfalar

5 Şubat 2017 Pazar

Dior Addict Parfüm

Herkese merhaba,
Beni tanıyanlar yıllardır nasıl bir parfüm meraklısı, hatta koleksiyoneri olduğumu bilir. Belki de bu bloğun tanıtım cümlesine "parfüm" kelimesini de rahatlıkla ekleyebilirmişim. Çünkü yorumlayabileceğim parfüm sayısı oldukça fazla. İlk parfüm yazımı kış aylarında, ister dışarda ister evde olun sıkıp keyifle salınabileceğiniz bir parfümü anlatacağım sizlere: Dior Addict


Bu parfümle ilk çıktığı 2002 yılında yine bir yılbaşı öncesi hazırlanan 50 ml edp + vücut losyonu + duş jeli kofresiyle almıştım. Alırken fiyatı falan inanın önemsiz gelmişti - ki o zaman da indirime rağmen malum sonuçta Dior'du.- ve parfüme resmen vurulmuştum. Şimdi düşündüm de sonra aldığım parfümlerde bu derece etkilendiğimi hatırlamıyorum. O kofreyi bir süre kullanmaya kıyamadım tabii, ama elbette ki bitti.


Kış aylarında (nedense bu kokuyu hep kışa yakıştırıyorum ben.) sıkıp  öz güveninizi tavan yaptıracak bu parfümü 2. kez 2 yıl önce bir yaz tatili dönüşü duty free'den aldım. Koku hafızama öyle işlemiş ki yine aynı zevkle sıkılmadan kullanıyorum. Bence bu parfümü öyle "3 gün kalıcı" denilen doldurma parfümcülerden falan alayım demeyin. Biliyorum taksit kalmadı artık, o kadar parayı veremem diyeceksiniz. Belki haklısınız ama bu tarz artık belli bir beğeni sağlamış parfümlerin orijinallerini aldığınızda hem kokunun açılış - orta- üst notalarını teninizde tam olarak algılarsınız, hem de renk değişimi gözleseniz bile parfümü az sıkan biriyseniz yıllarca kullanırsınız. (Parfümler sanıldığının aksine çok uzun ömürlüdür, hatta yıllandıranlar bile vardır.)

Seda madem bu kadar ballandırdın yakışacak mı acaba bana bu parfüm? diye soracak olursanız hemen size parfümde neler kullanılmış onları anlatayım:
Parfümün açılışı yani ilk hissettiğiniz üst notalarda ipek ağacı yaprağı, mandalina çiçeği yaprağı öyle fazla kendini hissettirmiyor. Ne de olsa bu oryantal bir parfüm. Yine de en azından parfümü ilk sıkar sıkmaz bu meyveli açılışla diğer oryantal parfümler gibi bayık bir koku değilmiş diyebilirsiniz.. Orta notalar parfümün ilk 1-2 saatinde duyduğunuz kokudur.  Bu parfümü farklı kılan ve Jamaika ormanlarında yılda bir kez gece açan gece kraliçesi çiçeği, bulgar gülü, yasemin ve portakal çiçeğinin yer aldığı bu süreçte ben  bulgar gülü notasını daha çok hissettim. Aslında yasemin normalde daha baskın kokan bir çiçek sanılır, bu da kişiden kişiye değişir. Yine de dediğim gibi bu parfüm sonuçta bir çiçek parfümü değil ve bu yüzden orta notalardan çok alt notalarda yer alan burbon vanilyası, tonka fasülyesi ve sandal ağacı muhteşem üçlüsü gün boyu sizi sarmalıyor. Evet gün boyu! Zaten ben bu yüzden bu kokuyu kolay kolay bitiremiyorum ya, koku üzerimden gitmiş mi yenilesem mi demiyorum çünkü 2 gün sonra bile kıyafette kokusunu alabiliyorum.
Bu parfümün ilk tanıtım görselinde vamp bir kadına ıslak gecenin ışıkları vurmuştu. Bu parfümün bir seksapalitesi varsa bunu ancak siz görebilirsiniz. Kimine bu tarz kokular itici bile gelebilir. Önemli olan sizin parfümü nasıl taşıdığınız sonuçta, bence bu parfümle hanım hanımcık da olunabilir. Yine de 30 yaş altı bir parfüm değil orası bir gerçek..
Sevgiler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bana Yazın