Madem İskandinav merakım bu ara dorukta, bir süredir hem kışın çayını hem de şurubunu tükettiğim, çoğunlukla acı buruk tadıyla sevilmeyen ancak çok şifalı bir karışımı size tanıtmak istiyorum bu kez. İsveç şurubu nedir, ne işe yarar kısaca anlatıp fikirlerimi paylaşayım..
İsveç şurubu, sindirim organlarını, karaciğeri ve vücudun pek çok organını aktive eder, kanı temizler. Çoğu hastalığın sindirim sisteminde başladığı bilinir. Bu şurup detoks için sindirim organlarının uyarılmasına yardımcı olur. Şurupta bitkisel içeriklerin haricinde bazen kırmızı kil ve silis gibi mineraller de bulunabilir. Genellikle angelica kökü, Eberwurzel veya Zedoary gibi İskandinav yöresine özgü otlar bulunur. Rhubarb kökü ve senna kökü, İsveç şurubunda genellikle müshil etkisinden dolayı yer alır. (Eğer ki bu içerikli olanını seçerseniz..) Şuruptaki otlar anti-inflamatuar ve anti-bakteriyel etkiye sahip olup, kan dolaşımını hızlandırır. İçeriği antiseptiktir, amino asitler, vitaminler, mineraller, uçucu yağlar, enzimler, tanenler ve reçineler bakımından zengindir. Cilde sürüldüğünde yara iyileştirici, balgam söktürücü, anti-enflamatuar, antikonvülsan ve ağrı kesici özellikleri ile her derde deva olarak geliştirilmiştir.
Kökeni ortaçağa dayanan şurubu ilk olarak, farmakolojinin babası olarak da bilinen İsviçreli Paracelsus (1493-1541), "uzun ömür için ilaç" adını verdiği Elixir Ad Longam Vitamini olarak 200 yıl sonra bulunan bir el yazmasında formüle etmiştir. 17. yüzyılda İsveçli Dr. Claus Samst ve Dr. Urban Hjärne, Paracelsus'un orijinal formülünden yola çıkarak bu şurubu geliştirdiler. Urban Hjärne öldüğünde 83 yaşındaydı, Dr. Claus Samst'ın ise bir binici kazasında ölene dek 104 yaşına kadar yaşadığı bilinir. (17. yüzyılda Avrupa'da yaşam ömrü 20 - 40 yaş arasındaydı.) Claus Samst öldükten sonra şurubun adı Schwedenbitter olarak değiştirildi. Claus Samst'ın, orjinal İsveç Şurubu'nun içimini hafifletmeye yardımcı 46 sorunu kritik ettiği bir el yazması mevcuttur.
"Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık" adlı bestseller'ın yazarı olan ünlü otacı Maria Treben'in kanser hastalarına şifa dağıttığı reçetelerinde sıklıkla İsveç Şurubu kullanılır. Kendisi de gençliğinde yakalandığı tifoyu bu şurup sayesinde yenmiş, 84 yıl yaşamıştır.
Tüm faydalarına rağmen İsveç şurubu bazı yan etkilere neden olabilir, önerilen dozda kullanılmalıdır. Aşırı tüketimiyle ya da orjinali alkol içerikli olan İsveç şurupları nedeniyle alerjik reaksiyonlar oluşabilir. Su ve potasyum seviyelerinin azalmasına neden olabileceğinden, yüksek kan basıncı gözlenebilir. Genel olarak hamile, emziren kadınlar ve 12 yaş altı çocukların tüketmesi sakıncalıdır. Karaciğer ve mide hastaları alkollü olarak almamalı, Candida tedavisi sırasında kullanılan İsveç şurubu da uzun süreli kullanılmamalıdır.
Sabahları aç karna 1 bardak suya 1 çay kaşığı, akşam yemeğinden sonra da 1 bardak suya 1 çay kaşığı kullanabilir. Eğer ishale neden olursa, günde 1 çay kaşığından daha az bir miktar ile başlayıp kademeli olarak bu ölçüye yükseltebilirsiniz.
Peki alkolsüz hiç mi İsveç şurubu yok? tabiki var. Bir tanesine Aradolu'da denk gelince ben de aldım. Dynabeille'ye ait Türk malı bu İsveç Şurubunun %97'si elma sirkesi, %3'ü 12 bitki / baharat karışımından oluşuyor.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bana Yazın